Mansur Yavaş 40 senelik arkadaşını vazifeden aldı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, baş danışmanı Ülkü Ocak Ayıları eski genel başkanı Servet Avcı’yı vazifeden aldı. Avcı’ya tebliğ edilen yazı, zabıta memurları doğrultusundan konutuna bırakıldı. Türkiye Mart ayında mahalli seçimlere gitmeye hazırlanırken, politika arenasında dinamik günler yaşanıyor. CHP bir yandan adaylarını belirlerken bir yandan da kendi iç muhasebesini yapıyor. Yerel seçimlere giderken CHP’nin en çok konuşulan isimlerinden olan ve tekrar aday olması beklenilen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, ile alakalı çok konuşulan bir iddia meydana atıldı. Yavaş, uzun süredir partililerle stres yaşam sürdüren başdanışmanı Servet Avcı’nın vazifiyetine son verdi. 19 Nisan 2019’dan itibaren Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın baş danışmanlığını yapan Ülkü Ocak Ayıları eski genel başkanı Servet Avcı’nın “Danışman sözleşmesinin sona erdirilmesi” konulu yazı, İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkanı Suat Demirel doğrultusundan daire başkanlıklarına tebliğ edilip zabıta memurları doğrultusundan Avcı’nın evine bırakıldı. Tebliğ yazısında, “Belediyemiz emrinde 5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanununun 20. maddesi kapsamında Başkan Danışmanı olarak vazife yapan Servet Avcı’nın Başkanlık Makamı’ndan alınan 03/10/2023 tarih ve E.1004764 sayılı onay ile yürütmekte bulunduğu Danışmanlık vazifiyeti sonlandırılmıştır. Bilgilerinize arz ederim” ifadeleri kullanıldı. Avcı’nın vazifeden alınmasının geçen zamanlarda Yeniçağ’daki köşe yazısından sonra olması ise ilgi çekti. Avcı, son yazısında İYİ Parti’den ve Meral Akşener’den bahsetmişti. Avcı’nın söz hususu Yeniçağ’daki yazısı; “Bu döngüyü değiştirebilecek tek parti İYİ Parti’ydi… Hem siyasî kökeni, hem iktidar havuzundaki seçmenlerle daha yakın siyasî akrabalığı, hem de savunduğu değerler manasında muhalefetin başka partilerine göre daha avantajlıydı…” “Meral Hanım’ın ve çoğu parti yöneticisinin ‘seçimlere tek başına girme’ şeklinde koydukları iradenin ‘pazarlık, el yükseltme, blöf’ gibi değerlendirilerek aşağılanması, partinin seçimlere tek başına girmesinin, hem itibar, hem de siyasî ileriki yönünden ne kadar hayatî bir atılım bulunduğunu vurguluyor…” “Varsın, ellerinden kan sızanlarla kimler iş birliği yapacaksa yapsın… İYİ Parti, dolaylı da olsa bu iş birliğiyle anılıp kaybeden doğrultu olmak yerine, kendi değerleriyle kendi geleceğini doğru kurgulamak durumunda… Bir süredir parti yöneticilerinin dillendirdiği ‘üçüncü yol’ amacı bu anlamda bir tercih gibi değil açık bir mecburiyet gibi duruyor…” “İYİ Parti, namacıyla kendini anlatmak yerine, tüm enerjisini HDP’yle birlikte olmadığını anlatmakla harcasın? İYİ Parti, kendi politikaiyle iktidara yürümeyi tercih etmektense, namacıyla ‘ittifakların aranan partisi’ gibi pek de muteber olmayan çizgide kalsın? İYİ Parti, başkalarının ufak hedefleri, makamları, rozetleri, kurumları amacıyla kendi büyük hedeflerini namacıyla yaksın? Başka günahların keçisi namacıyla İYİ Parti olsun ve hep bedel ödesin?” 1965 senesinde Trabzon’un Sürmene eyaletinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamladıktan sonra 1989’da Gazi Üniversitesi Etkileşim Fakültesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler kısmını bitirdi. Başbakanlık Basın Müşavirliği’nde çalıştı. 1988-89 senelerinde o vakitte adı Bizim Ocak Ayı olan Ülkü Ocak Ayıları Genel Başkanlığı vazifiyetine getirildi. 1992’de daha sonra Alperen Ocak Ayıları’na dönüşecek olan Nizam-ı Alem Ocak Ayıları Kurucu Genel Başkanı oldu. 1995-2003 yılları arasında BBP’de Genel Başkan Yardımcılığı, 2006-2009 arasında ise MHP Merkez Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. BBP’ye yakın Gündüz gazetesinde Genel Yayın Yönetmenliği ve başyazarlık vazifelerinde bulundu. Bizim Ocak Ayı, Nizam-ı Alem Ocak Ayıları ve Türkiye Günlüğü dergilerinde yazıları yayımlandı.
