Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.

Hep f’aydalı diye içtik: Tarhana çorbasıyla ilgili u’yarı! İ’çerken 2 kez düşünün

Tarhana çorbası namacıyla hastalara verilmemeli?Mis gibi Anadolu kokar sofralarımızdan eksik olmayan tarhana çorbası. İçen herkese kaşık kaşık lezzet ve sıhhat verir bu lezzetli çorba. Eğer ki Ocakta kaynayan bir tarhana çorbası varsa o evdekilerin sırtı yere gelmez derlerdi büyüklerimiz.Özellikle kış aylarında sofralardan eksik olmayan tarhana çorbası, Anadolu, Balkanlar ve Orta Asya gibi geniş bir coğrafyada detaylı yapım şekilleriyle görülen bir çorbadır. Oldukça sıhhatli bulunduğu bilinir.Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs, Ermenistan, Bosna Hersek gibi ülkelerde oluşturulan tarhana çorbası Orta Asya’dan bu topraklara kadar yayılmış bir çorbadır. Tarhana çorbası Orta Asya’dan Osmanlı döneminde Saray mutfaklarına taşınmış, yüzyıllar boyu sabah kahvaltılarında ve yemeklerden evvelce içilmiştir. Bin bir emekle yaz aylarında hazırlanan tarhana kış aylarında sofralarımızı süslüyor. Tarhana çorbasıyla alakalı İHA’ya konuşan bir eksper münakaşa yaratacak bir iddiada bulundu. Anadolu mutfağının vazgeçilmezi tarhana çorbası bebeklerin ilk ek çorbalarından bir tanesidir Tarhana çorbası, içerdiği domates, yoğurt , biber sebebiyle besleyici bulunduğunun akla getirir. Uzman Diyetisyen Işın Sayın ise tarhana çorbasıyla alakalı bilinmeyenleri anlattı. Uzman Diyetisyen Işın Sayın amacıylade un barındıran tarhana çorbasıyla alakalı, “Evet, tarhanada domates ve yoğurt vardır, fakat beyaz un o kadar baskındır ki; 1 çorba kaşığı tarhanaya karşılık 1 su bardağı su bile bazı durumlarda az gelir. Gerçekçi olmak gerek görülürse faydalı içerikten çok, beyaz unun sakıncalarından söz etmek mümkün. Herkesin ezbere söylediği bir bulguyu yıkmak zordur. Fakat tarhanayı daha sıhhatli duruma getirmek amacıyla beyaz una biraz yakından bakmak gerekiyor. Düşünün ki; buğday tanesi kabuk, liflerinden, bütün faydalı kısmından ve hem de ruşeyminden ayrıştırılıyor, dövülüp öğütülüyor. İçine beyazlatıcı kanserojen bileşikler ekleniyor. Böylece beyaz un elde ediliyor. Toplumda insulin direnci ve hipoglisemi bozukluğu çok yaygın. Bu hastalıkların tedavisine eklenen ilaçlar (oral antidiyabetikler ve/veya akarbozlar) beyaz un ile buluşunca; tedavi edici etkileri ortadan kalkıyor, ilaçların yan etkileri hortluyor. Dahası, ‘tatlıyı bıraktım, sakinleştim’ deseniz bile beyaz undan elde edilen bir çorba sinsice tatlı tat bile vermeden, kan glukoz civarınızı olumsuz etkiliyor” dedi. Kaynak:=118sirketgen.tr